Sigorta Aracıları ve Acenteler Derneği Genel Başkanı Halil İbrahim Ece, Sigorta Gündemi'n sorularını yanıtladı.
SAAD Genel Başkanı Halil İbrahim Ece, sigortacılık sektörüyle ilgili çok önemli açıklamalarda bulunarak, 5684 sayılı sigortacılık kanunlarında köklü değişikliklere gidilmesi gerektiğini ifade etti.
SAAD Genel Başkanı Halil İbrahim Ece’nin Sigorta Gündemi'n haber tarafından sorulan sorulara verdiği cevaplarda şunları belirtti.
Son 10 yılın verilerine bakıldığında prim üretimlerinde sigorta acentesinin payının düşüş grafiği çizdiği görülüyor. Buna bir de plaza acentelikleri dahil edildiğinde oranın daha da düşük seviyelerde olacağı tahmin ediliyor. (%30-35 bandı). Bu konu ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Düşüş ivmesinin değişmesi ve yükseliş ivmesine geçiş için neler yapılabilir?
Sigorta acentelerinin payının her yıl maalesef sektörde düşüşe geçmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Özellikle 5684 sayılı kanunlarında köklü değişikliklere gidilmesi gerekmektedir. Bankalar başta olmak üzere, finans kuruluşları ve global sermayeli şirketler, sigorta sektöründe çok ciddi haksız rekabetleri gidiyor… Ben daha önce bunla ilgili birçok basın açıklaması gerçekleştirdim. Banka ve finans kuruluşları kredi kullandırma adı altında sigortalıya sanki zorunlu imiş gibi poliçelerinin kendisinden kestirme şartıyla kredi kullandırma ya da faiz indirimi yaptığını öne sürerek çok ciddi haksız rekabet ve hukuksuzluk yaparak poliçe tanzim ediyorlar. Konuyla ilgili birçok şikayetler de mevcut. Vatandaş konut kredisi ya da araç kredisi kullanıyor ve sonrasında kasko ve zorunlu trafik sigortasını kendi tarafından kesme şartı getiriliyor. Sigortalı kendi acentesinden poliçeyi daha uygun fiyatlara alacağını, poliçelerinin kendi sigortacısının tanzim edeceğini ve dolayısıyla kredi kullandıran kuruluşa kestirmeyeceğini beyan etmiş olsa da … Maalesef haksız rekabete başvurmak suretiyle faiz indirimi yaptığını ve ilgili finans kuruluşundan kestirmek zorunda olduklarını ifade ederek sigortalı üzerinde ciddi etki yaparak poliçeleri tanzim ediliyor.
Son 10 yıldır bankalar ve finans kuruluşları çok ciddi hukuksuzluk ve haksız rekabet yapmakta. Bununla ilgili yetkili kurumlarımız, bankalara ve finans kuruluşlarına herhangi bir yaptırım yapıldığını görmedik. Yine denetleme kurumlarının haksız rekabete göz yumduklarını görüyoruz.
Bizzat kendim bile bu tarz olaylara çok kez şahit oldum.
Öncelikle sigorta sektöründeki tüm aktörler tek bir yasa çatısı altında eşit haklara sahip olarak kanunlarımızda düzenlemelere gidilmelidir. Günümüzdeki mevcut yasada, sigorta şirketlerinin, sigorta brokerlerinin ve sigorta acentelerinin yasalar çerçevesinde işleyişleri belirlenmiştir. Ancak her bir aktörün bağlı olduğu kurullar farklıdır. Bu kurulların birbirlerine karşı herhangi bir yaptırımı yoktur. Hal böyle olunca çok ciddi hukuksuzluklar ve haksız rekabetler ortaya çıkmaktadır. Sektörün tüm oyuncuları aynı yasa çerçevesinde tek bir kurul altında toplanmalıdır. Sektördeki aktörlerin hukuksuzlukları ve mesleğe aykırı hal ve hareketleri tek bir kurul altında gerekli cezai işlemleri yapılmalıdır. Tüm aktörlerin sektördeki hak ve menfaatleri korunmalı ve birbirlerine karşı üstün olmamalıdır.
Haksız rekabete başvurunlar için ciddi yaptırımlar getirilmelidir. Hatta faaliyetlerine son verilmesi gerekmektedir. Dijitalleşme adı altında internet üzerinden satışlar yasaklanmalıdır. Bankalar ve finans kuruluşları aslı olan işini yapmalı sigortacılık sektöründen el çektirilmelidir.
Sigorta sektöründe sıkça sözü geçen “haksız rekabet” derken ne anlatılmak isteniyor? Çözüm önerisi olarak neler yapılabilir? Ya da neler yapıyor ve yapmayı düşünüyorsunuz?
Haksız rekabet maalesef sektörümüzde almış başına gidiyor. Brokerler son yıllarda tıpkı sigorta acentesi gibi hizmet vermeye başladı. Halbuki Brokerlerin sigorta poliçesi kesme yetkisi yoktur. Ayrıca yine sigorta şirketi adına prim tahsilatı yapma yetkisi de yoktur. Ama maalesef hem sigorta şirketleri hem sektörün denetim mekanizmaları Brokerlerin acentelik faaliyeti yapmasına göz yumuyorlar. Sadece bununla kalmıyor! Birçok yerde Brokerlerin şubelerini görmeye başladık ve çarpık şubeleşmeler başladı. Hukuksuzluğa dur diyecek bir tane yetkili kurumlardan hiçbir girişim göremedik. Online ya da internet satış yöntemiyle çeşitli promosyonlar, hediye ve komisyon indirimi gibi sigortalıya cazip gelebilecek avantajları öne sürerek poliçe kesilme yöntemine başvuruluyor. Bunu birçok internet sitesinde ya da TV reklamlarında görmemiz mümkün. Az önce de ifade ettim. Bankaları, araç satış merkezleri veya finans kuruluşları kredi kullandırma adı altında sigortalıya zoraki dayatma ile sigorta kesiyorlar. Konuyla ilgili ciddi yaptırımlara ihtiyaç var. Denetleme kurumlarının maalesef haksız rekabetle ilgili de ciddi bir girişimlerini bugüne kadar göremedik. Hukuksuzluk almış başını gidiyor. Güçlü olan güçsüzü maalesef bertaraf ediyor. Sektör tek bir kurul tarafından yönetilmelidir. Kanunlar buna göre düzenlenmeli ve tüm aktörler kanun nezdinde eşit olmalıdır. Haksız rekabetle ilgili yapılan şikayetler acilen değerlendirilmeli ve gerekli cezai işlemler uygulanmalıdır. Bizzat şahsımın da bu konuda başıma da geldi. Sigortalımız, kredi adı altında kasko poliçesini zoraki finans kuruluşuna yaptırmak zorunda kalıyor. Aynı gün şahsımın firmasından aynı poliçeyi daha uygun fiyatlarla müşterimize kesiyoruz. Sonrasında finans kuruluşunun tanzim etmiş olduğu poliçenin iptalini talep ettik. Ancak bütün uğraşlarımıza rağmen sigorta poliçesinin iptalini yaptıramadık. Cimer ve SEDDK üzerinden müşterimiz şikâyette bulundu ve yine sonuç alamadık. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Sektörün denetleyici kurumları mevcut ancak, işlem yapacak ya da duruma müdahil olacak kurumda bir yetkili yok. Ne yazık ki sektörümüzün durumu bu.
Haksız rekabeti önlemenin yolu ciddi yaptırımlardan ve kanunların uygulanmasından geçiyor. Bununla ilgili örnek verebileceğimiz mesleklerden, hukukçular ve mali müşavirlerde olduğu gibi reklam ve promosyonların yasaklanması gerekmektedir.
Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) sahip olduğu kanuni yetkileri ile acenteleri koruyup, acentelerin gelişmesini, gelirlerinin artmasını ve sigorta acentelerinin geleceğe umutla bakmasını sağlar mı?
SAİK, bugüne kadar acentelerin ne gelişmesine katkı sundu ne de acenteleri koruyacak yetkiye sahip olabildi. Aslında konular birbirleriyle bağlantılı. SAİK’in, acenteler üzerinde yetkisi var. Sigorta şirketleri veya diğer aktörler üzerinde yetkisi yok. Durum böyle olunca diğer aktörlerin yapmış oldukları hukuksuzluklara karşı ancak kınama mesajı yayınlamasından öteyi geçemiyor. Az önce de ifade ettik. Sektörün, tüm aktörlerini eşit olarak koruyacak tek bir yasa çerçevesinde tek bir kurulla yönetilmelidir. Başka türlü bunun çıkış yolu yoktur.
SAİK, bugüne kadar sigorta acentelerinin gelişmesini bir kenara bırakalım sigorta acentelerini koruyamadı. Korunmuş olsaydı bugün sektörde acentelerin payı düşmezdi. Zaman zaman konuyla ilgili örnekler veriyorum. Sektörümüzü ben hukukla örneklendiriyorum. Hukukta 3 aktör var. Hâkim, Savcı ve Avukat… 3 faktöründe birbirlerine karşı üstünlüğü yok. Ve yetkileri görevleri çerçevesinde eşit yetkilere sahipler. Sigorta şirketleri kesinlikle kendi bünyelerinde poliçe kesmemelidir. Son yıllarda birçok sigorta şirketi kendi web sitelerinde online satışlara başladılar. Bunu yasal çerçeveye oturtup sigorta şirketleri sadece poliçe ürünü geliştirmelidir. Geliştirdikleri ürünleri yetkili sigorta acentelerinin satışına sunmalıdır. Sigorta poliçesi satışı tek olarak sigorta acenteleri tarafından yapılmalıdır. Haricinde satış yapılması yasaklanmalıdır. Banka veya sıfır araç bayi içlerinde acentelik faaliyeti durdurulmalıdır. Banka ya da araç bayisi, sigorta acentesi olmak istiyorsa, gerekli şartları yerine getirip, dışarıda acente gibi gerekli mevzuatları tamamlayıp, ofis ve istihdam sağlayıp faaliyet yapabilmelidir. Şu an ki durumda sigorta acentelerinin geleceğe umutla bakması pek mümkün görünmüyor.
Dijitalleşme ve online satışta acentenin desteklenmemesi, günümüz ekonomik şartlarına göre maliyetlerin artması gibi acente aleyhine olan konular dikkate alındığında beş sene sonra sigorta acentesini nerede görüyorsunuz?
Sigortacılık sektörü dijitalleşme ile online satış yöntemine geçmesi çok büyük sıkıntıları da beraberinde getirmeye başladı. Online satış yapan firmalara Google de araştırma yaptığımızda binlerce sigortalı tarafından açılan şikâyet dosyaları mevcut. Hizmet noktasında sigortalı, dijital platformdan poliçe satın aldığı zaman yeterince hizmet alamamaktadır.
Ayrıca internet üzerinde yapılan satışlarda, birçok sigortalı dolandırıcılık olaylarına da maruz kaldı. Özellikle son yıllarda dijital poliçe satın alan birçok insanı ucuz sigorta vaadiyle dolandırıldığını biliyoruz.
Yapay zekâ, dijitalleşme ilerleyen zamanlarda gerek acenteler için gerek ise sigortalılar için önemli bir sorun haline gelecektir. Sigorta acentesinden poliçe satın alan sigortalı, poliçe sonrası hizmetlerinde acente ile muhatap olabilmekte. Sorununu acente üzerinden giderebilmekte. Ancak internet üzerinden alınan poliçelerde sigortalı muhatap bulamamaktadır.
Sigorta poliçesi tanzim edilirken sigortalanacak araç ya da sigortalanacak olan neyse görünmesi, sigorta öncesi hasar tespiti var mı? Yok mu? Sigorta yapılmadan önce araştırılması gerekmektedir. Ancak dijital sigortacılıkta bu mümkün olmamaktadır. Art niyetli insanların dijitalleşmeyi suiistimal etmesinin önünü açılmaktadır. Dolayısıyla burada aslında sigorta şirketlerinde hasar olarak zarar görmesi mümkün olacaktır.
Yine dijitalleşme günümüz şartlarında istihdam içinde çok büyük tehlikeler oluşturmakta.
Dijital sigortacılık istihdam içinde çok büyük tehlikeyi beraberinde getiriyor. Dijital sigortacılık yapay zekâ ile çalışan bir sistem. Bu tarz çalışan firmalara bakıldığında birkaç kişiyle çalışıyor. Üretimlere bakıldığında daha çok insanın çalışması gerekirken, yapay zekâ sayesinde az personelle yüksek üretim yapıyor. Hal böyle olunca az istihdamla bu işi çözmüş oluyor. Buda hem ülke ekonomisine ve işsizliğin artmasına sebep oluyor. Halbuki acenteler yanında istihdam yapmak suretiyle gerek ekonomiye gerek ise işsizliğin azalması noktasında önemli destek sağlamaktadır. Dijitalleşme haksız rekabetin de önünü maalesef açmaktadır. Sigortacılığın sadece poliçe satmaktan ibaret değildir. Poliçe tanzimi sonrasında sigortalının hasar olsun, iptal işlemleri olsun, zeyil işlemleri veya yenileme takip işlemleri olsun sigorta acenteleri birçok konuda sigortalıya hizmet verebilmektedir. Dijital sigortacılıkta bu tarz hizmetleri almak çok zordur. Bu sistem devam ederse, dijital sigortacılığın önüne geçilmez ise sigorta acenteleri çok ciddi zararlar göreceği gibi kapanmalara da yol açacaktır.